Galatasaray-Bayern Münih maçından evvel ben şöyle bir düşünce içerisindeydim:
‘Orta sahada çok güçlü olmamız gerektiğini ‘söyledim. Kaan Ayhan, Torreira ve onların önünde de ya Ndombele ya Abdülkerim veya Mertens veya Oliveira. Yani bu şekilde çıkılması gerekiyordu. Orada, golcü Kerem’i oraya koyması bana göre çok doğru değildi. Kerem’i oraya koyunca orta sahada biraz zayıf kaldık. Tabii ki hücum yönümüz daha fazla oldu ama, şimdi Bayern Münih’le oynuyorsun. İlk önce arkanı sağlam tut. Bu dizilişle Bayern Münih’e üç tane gol atsan dört tane yersin. Arkaya doğru koşular yok. Sol bekte çocuğu Angelino’u oynattı. İlk yenen golde o sırada birisini ıskalayıp geçti ama onu anlayamadım. Eğer o Kazım ise genç çocuklar böyle hatalar yapabiliyor. Golü yedirebiliyor. İyi oynarken, gol kaçırdın. Eğer goller olsaydı ondan sonra belki bir tedbir alacaktı ama neticede Bayern Münih’le oynuyorsun. Ben daha sağlam bir kadroyla çıkmasını beklerdim. Baktım maçın gidişatına,’ Galatasaray’ın üç tane hatta dört tane gol yiyebileceğini’ söyledim. Bana göre yazık oldu.
Yalnız Galatasaray’ın müthiş bir seyircisi var. O seyircisinin desteğiyle bana göre çok iyi bir maç çıkarttı ama yazık oldu. İstediği kadar iyi oynasın. Neticede üç puan gitti. Galatasaray Almanya’da benim söylediğim şekilde çıkarsa en kötü beraberlik alır. En kötü. Zaten bir puan da alsaydı bizim işimize çok yarardı. Ama maalesef Türkiye’de böyle zihniyetler var ki. Yok biz gole nasıl gideceğiz? Eğer üç tane orta sahada, savunmada anlayışlı futbolcu oynarsa biz hücum yapamayız gibi abuk sabuk düşünceler var Türkiye’de. Hala bunları düzeltemedik. Bak milli takım hocası bunu çok iyi yaptı. Bravo adamı tebrik ediyorum. Hala da bizimkiler akıllanmadı. Hala başka şeyler düşünüyorlar. Neyse Galatasaray’a geçmiş olsun. En azından bir gol kaçırdı. Bayern Münih’e karşı güzel oynadı diye kendimizi teselli ediyoruz ama netice yok.
Güvenç Kurtar