Zafer Partisi Maltepe İlçe Başkanlığı, ‘5 Aralık Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkı’ verilmesi yıldönümünü nedeniyle Maltepe’de basın açıklaması düzenledi.
Zafer Partisi Maltepe İlçe Başkanı Kamile Bekdemir, İl başkanı Erdoğan Erhan, İl Teşkilat Başkanı Ziya Yalçın’ın da katılımlarının gerçekleştiği anma töreninde Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’a başlatılan soruşturma ile ilgili açıklamalarda bulunuldu.
Zafer Partisi İlçe Başkanı Kamile Bekdemir, Türk kadınının seçme seçilme hakkının tanındığı 5 Aralık 1934 tarihinin 89.yıldönümünde, kadınların kazanılmış haklarının asla geri alınmayacağını gür bir sesle haykırmak gerektiğinin altını çizdi. Hukukun üstünlüğüne, anayasaya bağlı kalmanın ve yargı bağımsızlığının önemini vurguladı. Bekdemir, Atatürk’ün “Ey kahraman Türk kadını, sen yerlerde sürüklenmeye değil omuzlar üstünde taşınmaya layıksın.” Sözlerini de tekrarladı.
Bugün göstermelik biçimde mecliste oturan erkek ve kadın milletvekili olmaktan çok uzaklaşmış işlevlerini yitirmişlerdir. Seçme ve seçilme haklarının tek adam rejiminde artık anlam ve önemi kalmamıştır. Tarihsel diyalektik bize ilerlemede söz ederken oysa biz ülke ve toplum olarak geriye gidiyor. 20.yy’ın başında edindiğimiz kazanımlarımızı bile korumakta zorlanıyoruz. Halbuki Atatürk “Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” diyerek Türk kadının hak ettiği yere gelmesi için teşvik etmiştir. Geleneksel olarak ailenin temeli sayılan kadının kamusal alanda daha görünür kılmak isteyen Atatürk, sözüm ona uygar gelişmiş ülkelerden bile çok önce hatta neredeyse yarım asır önce eşit haklar tanımak istemiştir. Haklarını alan Türk kadınları böylelikle sosyal hayattaki yerini almış, erkeklerle eşit şartlarda yaşamıştır. Ta ki toplum mühendisliğiyle, Ak Parti 2002 yılından itibaren sistematik bir biçimde bu hakları erozyona uğratıp içini boşaltana kadar. Ne acıdır ki bugün geldiğimiz noktada kadın vekiller kendilerini inkar edip kadını çalışma hayatından koparıp eve kapatmanın bir aşaması olarak bize uzaktan çalışma modeli adı altında bir önerge yutturmayı deniyorlar. Öte yandan siyasal İslamcı zihniyetin İstanbul sözleşmesini tanımamakla zirve yapan kadın düşmanlığı, kadına şiddetin nerdeyse meşrulaştığı cezasız kaldığı ya da komik cezalarla eril saldırganlığı ve kadın haklarını hiçe sayan yobaz zihniyetin norm haline geldiği bir döneme tanıklık etmek zorunda kalmışızdır. Ancak umutsuzluğa lüzum yok. Türk kadını, gücünü kadın Türk tarihinden alır. Bütün bu Araplaştırma, köleleştirme ve şeriat kurallarına adım adım geriye gitme çabalarını elinin tersiyle itecek silkinip, özüne dönecek ferasate sahiptir. Bizler güçlü Türk kadının, eğitim, sosyal, siyasi ve ekonomik hayatta yani kamusal hayatta her zamankinden çok yer alması için hep beraber, omuz omuza eşit şartlarda mücadele vereceğiz. Günlük yaşantımızdaki davranışlarımızla kullandığımız dil ve üslupla, gericilerden ne kadar farklı olduğumuzu kadın erkek eşitliği gibi artık çoktan benimsenip olağan hale gelmesi gereken kavramları nasıl da rahat içselleştirdiğimizi toplumumuzdaki tüm kesimlerde kadınlara kanıtladığımız zaman zaten onlar kendilerinden zafer partisi saflarında yer alacaktır.
Editör: Selcan TÜTEN