Herkese Merhaba,
Hiç kendinizi “Bu ay hangi aboneliklere para ödüyorum?” diye düşünürken buldunuz mu? Netflix, Spotify, Amazon Prime, dijital gazeteler, online kurslar… Hayatımızın her alanı bir şekilde abonelik sistemlerine teslim olmuş durumda. Farkında bile olmadan, neredeyse her ay bu platformlara düzenli olarak ödeme yapıyoruz. Ama neden?
Eskiden bir şeylere sahip olmak daha yaygındı: Müzik CD’leri, DVD’ler ya da kitaplar… Şimdi ise sahip olmak yerine kiralama kültürü her yerde! Bunun nedeni basit: Kolaylık.
Artık binlerce film, şarkı, kitap ya da eğitim içeriğine bir tıkla erişebiliyoruz. Bu sistem, bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken bir yandan da kontrolü elimizden alıyor olabilir mi?
Abonelik ekonomisi, bizi sürekli ödeme yapmaya teşvik ederken, farkında olmadan ne kadar harcama yaptığımızı da göremememize yol açıyor. Ayda birkaç dolar gibi görünen ücretler bir araya gelince devasa bütçelere dönüşebiliyor. Üstelik bazı abonelikleri o kadar az kullanıyoruz ki aslında hiç ihtiyaç duymadığımız şeylere para harcıyoruz.
Peki bu sistemin bizi ele geçirdiğini nereden anlıyoruz? Çünkü artık sadece eğlence değil, yemek siparişlerinden uygulamalara, spor salonlarından kıyafetlere kadar her şey abonelik temelli hale geldi. Bu durum, özgürlük gibi görünen bir bağımlılığı beraberinde getirebilir mi?
Son olarak, aboneliklerin bizim için avantajlı olup olmadığını anlamanın tek bir yolu var: Gerçekten kullanıp kullanmadığımıza bakmak. Her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi, aboneliklerin de fazlası hem cebimizi hem de zihnimizi yorabilir.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Abonelik ekonomisi hayatınızı kolaylaştırıyor mu, yoksa sizi kısıtlıyor mu?
Sevgilerle,
Bir Tık Dünya Serisi 1.Bölüm