BOMBAYI ATAN DEĞİL, YAPAN KAZANIR! VE SAVAŞIN KAYBEDENİ DAİMA MASUMLARDIR!

Yayınlama: 19.10.2023
Düzenleme: 19.10.2023
A+
A-

BOMBAYI ATAN DEĞİL, YAPAN KAZANIR! VE SAVAŞIN KAYBEDENİ DAİMA MASUMLARDIR!

Hamas ile İsrail arasındaki çatışmalar gün geçtikçe şiddetini artırırken, dün akşam saatlerinde İsrail’in Gazze’deki bir hastaneyi hedef aldı!
Dünyayı ayağa kaldıran saldırıda 500 kişinin hayatını kaybettiği açıklaması yapıldı ve saldırıdan hemen sonra Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde protesto gösterileri başladı.
Tamamen kuralsız bir şekilde yapılan saldırılarda hemen herkesin aklına şu soru geliyor, “aleni bir şekilde savaş suçları işleniyor! Peki buna kim dur diyecek? Ve Uluslararası bir mahkeme kurulup yargılama olacak mı?” Yargılama olacak mı sorusunun cevabı çok silik hatta gözükmüyor bile, ancak şu an daha da önemlisi bu savaşın durdurulması! Çocukların, yaşlıların kısacası hemen her gün ölen masumların artık ölmemeleri için bir sulh sağlanabilecek mi?
Şimdi biraz geçmişe gidelim, 78 yıl öncesine! 6 Ağustos 1945’de gerçekleşen ve dünya tarihinde insanlığın tanıştığı en acımasız silahlarından biriyle, ABD’nin 6 Ağustos 1945’te Japonya’nın Hiroşima kentine attığı Atom bombasından söz edelim biraz.

• İnsanlığın Kaybettiği Yer: Hiroşima

Tam 75 yıl önce Batı Japonya’nın Çugoku bölgesinde bulunan Hiroşima, nükleer saldırıya maruz kalan ilk şehir olarak dünya tarihindeki yerini aldı. 6 Ağustos 1945 yılında insanlık tarihine kara bir leke sürüldü.
2. Dünya savaşının son aşamasına gelindiğinde 6 Ağustos sabahı saatler 08:15’i gösterirken ABD ‘Enola Gay’ adlı B-29 bombardıman uçağından bıraktığı Uranyum-235 tipi ‘Little boy’ (Küçük Oğlan) isimli atom bombasıyla nükleer saldırı gerçekleştirdi. Hiroşima’ya tam 43 saniyede düştüğünde saatler 08:16’yı gösteriyordu ve yaklaşık 600 metre yükseklikte patladı!
Düştüğü yere 500 metre uzaklıktaki alan içindeki tüm insanların %90’ının ölümüne sebep oldu! İlk anda 70 bin kişinin bir anda yaşamına son veren saldırıyı takip eden saldırısı ise sadece 3 gün sonra 9 Ağustos 1945’te Nagasaki’de Plütonyum -239 tipi atom bombası yani (Şişko Adam) İsimli bombası ile ikinci saldırıyı gerçekleştirdi.

Peki yaklaşık 200 bin kişinin hayatını kaybettiği bu saldırılardan sonra ne oldu?

Tarihçi ve akademisyenler için Hiroşima ve Nagazaki’nin atom bombalarıyla bombalanması öncelikli olarak ahlaki açıdan tartışılmaktadır. Nükleer silahların kullanılmasının haklı ve geçerli sebepleri olup olmadığı konusu önem taşır. Bu bombalamaların devlet terörü kapsamında değerlendirilmesini öneren tarihçiler bulunmaktadır. Bu şekilde yorumlayanlar terörün tanımı olan bir siyasi amacın gerçekleştirilmesi için sivillerin hedef seçilmesinin devlet tarafından uygulanmasını delil gösterirler. Yine tarihçilere göre atom bombalarının sivil hedeflere atılmasıyla beraber sivil hedeflere saldırmama tabusu ortadan kalkmış ve özellikle ABD tarafından standart bir uygulama olmuştur. Nagazaki ve Hiroşima’ya atılan atom bombaları nükleer silahların savaşta ilk ve tek kullanışı olmuştur. Yani Türkçe meali; Kendisini dünyanın hükümdarı olarak gören abd, nasıl işine geliyorsa öyle tanımlıyor ve yeri geldiğinde oyun devam ederken bile kuralları da
Hiçe sayarım, istediğim kuralı tanırım, istediğim kuralı tanımam şeklinde bir tutum sergiliyor.
Tarihte böyle bir durum varken, peki İsrail’i kim yargılayacak sorusu elbette ki şu an yanıtsız! Belki de hiçbir zaman yanıtı olmayacak…

​Bütün bunların üzerine şöyle bir çıkarımım olacak, Amerika Birleşik Devletleri bu saldırıyı düzenlemeden önce nasıl bir strateji yapmış?
Bu sorunun en can alıcı yanıtı ise bugün bizim oldukça üzerine düşünmemiz gerek bir durum! Çünkü ABD, önce Japonların hayatını ve hareket tarzlarını araştırarak başlamıştı işe,
Japonların en çok dışarıda oldukları saati saptayarak saldırı saatini kararlaştırmaları çok basit bir plan gibi gözükebilir, ancak aramızda dolaşana ve çoğu kanamalı coğrafyalardan gelen
Kaç mültecileri düşündükçe kaygılanmamak elde değil…

• Türkiye Bu Savaşın Neresinde?

Çatışmaların ilk çıktığı günden beri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın tutumu elbette ki tarafların ateşkes ilan etmesi ve bölgede barışın sağlanması yönünde, fakat!

• Ortada şöyle birtakım gerçekler var! Özellikle son yıllarda devletin bir çok kurumuna sızmış farklı farklı tarikat mensuplarının varlığından söz edilirken, Ortadoğu çok tehlikeli bir döneme girdi ve Türkiye de bu tehlikeli sulara çekilmek isteniyor…

• Bütün bunlar olurken Türk milletini tedirgin eden bir diğer husus, “İçimizdeki milyonlarca kaçak mülteciler!”

• Türkiye eğer bir defa Ortadoğu savaşının içine çekilirse geriye nasıl çıkar?

En başta söylediğime geri dönmek istiyorum, her savaşın tek kaybedeni masumlardır. Ve bombayı atan değil, yapan kazanıyor!
Savaşsız yarınlar diliyorum…

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.