Çok Gezen mi Çok Okuyan mı Bilir ?

Yayınlama: 17.02.2025
A+
A-

Her zaman bir tartışma konusu olan ve münazaralarda da varlığını gösteren bu soru oldukça uçu açık bir konumdadır. Bilgi sahibi olmak her zaman temel bir ihtiyaçtır. Ulaşım yolları farklı olabilir. Örneğin yaşayarak öğrenmenin sınırları vardır fakat her türlü duyguyu, dokuyu hissedebilirsiniz. Okuyarak öğrenmenin zenginliği ise kelimelerdir. Tüm olayı, durumu bu yolla aktarabilir ama bize yaşayarak öğrenebilmenin hissiyatını yaşatamaz. Kimileri gezerek, kimileri okuyarak, kimileri de yaşayarak öğrenir.



İnsanlar okuduklarının çoğunu hafızalarında tutamazken gördüklerini hafızalarında tutarlar. Buna da görsel hafıza denir. Örneğin meslek eğitimlerinin hepsinde uygulamalı eğitimlere ağırlık verilmektedir. Yabancı dil okulları da aynı şekilde bize gezenin okuyandan daha çok bildiğini gösterir niteliktedir. Ana dili olmayan bir dili, başka bir ülkede kitaplardan ve derslerden öğrenen kişiyle, o dilin anavatanı olan ülkede öğrenen kişi arasındaki büyük bir fark görülmektedir. Tabi ki dili, konuşulduğu ülkede daha iyi öğrenirsiniz.



Bağlamına göre değerlendirdiğimizde okumak, gezmekten çok daha verimlidir. Çok kısa zamanda pek çok insanın sayısız deneyimine okuyarak tanıklık edebilirsiniz. Elbette bizzat deneyimlemenin yerini tutması mümkün olmasa da, her şeyi deneyimleyecek zamanımız olmadığını da aklımızda tutmalıyız. Okumayı üstün kılan bu özelliği avantaja çevirmenin ise tek bir yolu var: Aksiyona geçmek. Eğer mutluluk, başarı, sağlık ve zenginlik gibi hedefleriniz varsa başkalarının bunu nasıl elde ettiklerine dair tecrübelerini kayda almak hayatımıza değer katabilir. Elbette o kitaplardan çıkardığınız dersleri küçük adımlarla da olsa hayatınıza uygulama şartıyla..

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.